DOĞU TÜRKİSTAN’DA ETNİK SOYKIRIM UYGULANIYOR
-Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Başbakanı İsmail Cengiz’in
Dünya İnsan Hakları Günü Dolayısıyla Yayınladığı Beyannamesi
“Dünya İnsan Hakları”na dikkatlerin çekildiği bu anlamlı günde, Çin işgalindeki Doğu Türkistan’da 30 milyon insan maalesef insani değerlerden uzak bir hayat sürdürmektedir. 1949 yılından bu yana Kızıl Çin işgal ve istilası altında bulunan Doğu Türkistan halkı her türlü insan hakları ihlallerine muhataptır.
Çin’de insan hakları ihlallerinin boyutunu iletişim özgürlüğüne getirilen yasaklardan ve kısıtlamalardan dolayı kesin olarak saptamak mümkün değildir. Ancak kesin olarak bilinen tek şey; Çin’de KP karşıtı olanların, yetkililere karşı gelenlerin hiç kimsenin can güvenliği bulunmamaktadır. Çin’de Parti karşıtı, Hükümet karşıtı her türlü muhalefet ve resim karşıtı olarak algılanan her türlü demokratik eylem acımasızca ve vahşice bastırılmaktadır…
Ölüm cezasına çarptırılan suçlulara cezaevlerinde ve infaz anında yapılan muameleler tamamı ile insanlık dışıdır. Özellikle siyasi tutukluların penceresi olmayan odalarda beton zeminlerde ayakları zincire vurulmuş vaziyette tutuldukları, hatta tuvalet ihtiyaçlarını bile yattıkları yerlerde karşıladıkları tespit edilmiş olup, insan hakları raporlarında kayda alınmıştır.
Ölüm cezası, diğer ülkelerden farklı olarak, halkı sindirmek için yaygın ve keyfi olarak ortaçağ zihniyetinde olduğu gibi infaz mangaları önünde uygulanmaktadır. Bağımsız olmayı düşünmek, özgürce yaşamayı arzulamak suçtur ve cezası abartısız idamdır…
Gençler, beyin yıkama kamplarında zorunlu eğitime tabi tutulmaktadır… Yaşları 16 ila 25 arasındaki gençlerin tamamı potansiyel terörist olarak gözetim altında tutulmaktadır. Hayal dünyanızı zorlayacak şekillerde 128 çeşit işkence metodu uygulanmaktadır…
Kentlerde 2, kırsal kesimde 3’den fazla çocuk doğuranlar ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Önceden haber alınan hamile kadınlara ise mecburi kürtaj uygulanmaktadır. Bu şekilde binlerce çocuk anne ve babaların rızası alınmaksızın katledilmiştir. Özellikle kırsal kesimlerde üç çocuk sahibi olan kadınlarımıza kısırlaştırma operasyonları uygulanmaktadır.
Çin’de, nakil için gereken organların temel kaynağının mahkûmlardan temin edildiği raporlarla tespit edilmiştir. İdam edilen, kürtaja tabi tutulan canlıların organları alınmakta ve pazarlanmaktadır.
Özetle ifadelendirmek gerekirse; bütün dünya literatüründe yaygın şekilde kullanılan gelen “Çin İşkencesi” tabirinin Doğu Türkistan’daki karşılığı “ölüm” ile sonuçlanan “vahşet ve soykırım”dır. Doğu Türkistan halkının yok edilmesi, Doğu Türkistan’ın Çinlileştirilmesi amaçlanan bu “etnik soykırım”ın durdurulması için başta BM olmak üzere uluslararası kurumlar gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz.
10 Aralık 2009 Perşembe
İletişim:
Korash ATAHAN
S.T.S.H. Kultur we Propaganda Ménistirligi
D.T.S.H. Kültür ve Propaganda Bakanlığı
Kureshatahan@gmail.com
Phone : 0049-157-75-38-38-06
Thursday, December 10, 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment